Babasını öldüren katilden annesine şok sözler!
Birleşik Krallık’a bağlı Galler’in başkenti Cardiff’te yaşayan 23 yaşındaki Garvey Gayle, babasını canice öldürdü.
23 yaşındaki Garvey Gayle, Birleşik Krallık’a bağlı Galler’in başkenti Cardiff’te yaşıyordu. 50 yaşındaki Amanda Brookes ve 54 yaşındaki Michael Gayle çiftinin tek erkek çocuğu olan Garvey Gayle, kız kardeşlerinin aksine problemli bir ergenlik geçirmişti. Yaptığı agresif hareketler Gayle ailesini düşündürüyordu. Evdeki eşyaların yerini değiştiren, hatta ailenin geri kalanının emniyeti için buzdolabının üzerinde üç bıçak saklayan anne Amanda Brookes, oğlundaki problemlerin farkındaydı.
Milliyet’te yer alan habere göre; Garvey Gayle 19 yaşındayken düğmeye bastı anne. Oğlunun yaşadığı problemleri fark etti ve onu bir ruh hastalıkları kliniğine götürdü. Doktorlar Garvey Gayle’e paranoid şizofreni teşhisi koydu. Bu öyle bir hastalıktı ki Garvey Gayle çevresindeki her şeyden ciddi anlamda kuşku duyuyor, hiçbir kimseye güvenmiyor ve çevreye karşı saldırgan tutumlar sergiliyordu. Dönem dönem annesine şiddet dahi uygulayan Gayle, aileyi derin yasa boğacak o olaydan sadece beş ay öncesine kadar bir klinikte tedavi gördü. Taburcu edildikten sadece beş ay sonra korkunç bir eyleme imza atacağını kimse fark edemedi.
HAKKINDA TAM 21 PSİKİYATRİK RAPOR HAZIRLANDI
Aylarca tedavi gören Garvey Gayle 23 yaşındaydı. Sağlığına kavuştuğu düşünülerek klinikten taburcu edildi. Doktorların yoğun gözetimi altında geçen aylar boyunca tedaviye oldukça direnç gösterdi. Doktorlar onun hakkında tam 21 psikiyatrik rapor hazırladı bu süreçte.
Psikiyatrist raporlarından birinde Gayle’in sık sık halüsinasyonlar gördüğü, birtakım sanrıların etkisinde olduğu, çevreye karşı saldırgan tutumlar sergilediği, sık sık etrafındakileri tehdit ettiği gibi detaylar yer aldı.
Bir başka raporda ise Gayle’in sık sık sesler duyduğu ve kendini korumak için etrafındakilerden birini öldürmesi gerektiğine inandığı kaydedildi. Garvey Gayle, aylarca kaldığı hastaneden taburcu edildi. Psikolojik durumu hakkında pek de olumlu görüşler olmamasına rağmen taburcu edilen Gayle soluğu evinde aldı. Annesi ve kardeşlerinin ona yaklaşımı daha da sevecendi. Ancak evdeki pozitiflik çok geçmeden yerini gergin bir havaya bırakacaktı. Gayle bir Hristiyan hareketi olan YMCA çatısı altında kalmaya başladı. YMCA’da kalması anneye göre aile için en doğru karardı. Ancak Gayle annesiyle aynı fikirde değildi.
ANNESİNİN SAKLADIĞI BIÇAKLARI KULLANDI
Bir sonbahar günü evin kapısı çaldı. Eve gelen kişi Garvey Gayle’di. Anne karşısında bir anda oğlunu görünce hem sevindi hem de tedirgin oldu. Çünkü evde 54 yaşındaki Michael Gayle de vardı. Michael Gayle, Garvey Gayle’in öz babasıydı. Ancak ikili çocukken birlikte güzel hatıralara sahip olsalar da zaman içerisinde aralarındaki bağ neredeyse kopmuş gibiydi. Evin içine adım attığında babasını gören Garvey Gayle büyük bir öfke nöbetine girdi. Evin eşyalarını birbirine katan Gayle’i sakinleştirmek hiç de kolay olmayacaktı. Gayle evde terör estirdikten sonra kapıyı kapatıp dışarı çıktı. Ancak her şey burada bitmeyecekti.
Kısa bir zaman sonra tekrar evin kapısını çaldı. Kapıyı açan babasından su istedi. Baba ve oğul birlikte mutfağa gittiler. Bu esnada kız kardeşler evdeki gergin havanın bir an önce sona ermesi için sessizce evin diğer odalarında ilgilerini dağıtmaya çalışıyordu. Anne ise komşulardan yardım istemek için evin kapısını açık bırakarak çevredeki evlere doğru gitmeye hazırlanıyordu. Ancak mutfakta bir şeyler ters gidiyordu. Baba Michael Gayle acı içinde bağırıyor, Garvey Gayle ise tehdit ve hakaretlerle avaz avaz bağırıyordu. Korkutucu sesleri duyan anne mutfağa girdiğinde karşılaştığı manzara karşısında şoka girdi. Çünkü sinir krizi geçiren Garvey Gayle, öz babası Michael Gayle’e bıçaklarla saldırıyordu. Üstelik bu bıçaklar, kendisinin aileyi oğlundan korumak için buzdolabının üzerinde sakladığı bıçaklardı.
Dört çocuk babası Michael Gayle tam 17’den fazla bıçak darbesi almıştı vücuduna. Artık onun için her şey çok geçti. Baba Michael Gayle olay yerinde hayatını kaybetti. Bu esnada oğlunu durdurmak isteyen anne Amanda Brookes ise kolundan, karnından ve vücudunun yan bölgelerinden yaralandı. Kız kardeşlerinin durumu yetkililere bildirmesiyle hızlıca olay yerine gelen ekipler şok içindeki anneyi oğlunun elinden kurtardı. Anne ile sağlık görevlileri ilgileniyordu. Durum çoktan polise bildirilmişti. Bu esnada Garvey Gayle ise evi terk etmişti.
İlginin anneye kaymasıyla evden hızlıca ayrılan Garvey Gayle’i aramak artık polisin işiydi. Çok geçmeden Gayle bir benzin istasyonu önünde görüldü. Ekipler, kanlar içindeki Garvey Gayle’i gördüklerinde büyük bir şok yaşadı. Çünkü Gayle bu esnada elinde bir İncil tutuyor, yanına yaklaşmaya çalışan kişilere “Ben İsa Mesih’im” diyordu. Hızlıca gözaltına alınan Garvey Gayle hakkında cinayet suçlaması vardı. Ancak Gayle’in ciddi bir psikolojik problem yaşadığı, ağır hasta olduğu da ortadaydı. Bu yüzden Gayle bir ruh hastalıkları hastanesine yatırıldı. Ailenin geri kalanı ise perişan haldeydi.
‘SENİ SEVİYORUM ANNE, YAKINDA GÖRÜŞÜRÜZ’
Geçtiğimiz pazartesi günü Cardiff Crown mahkemesine çıkartılan 23 yaşındaki Garvey Gayle hakkında karar açıklandı. Mahkemede babasını öldürdüğünü, annesini ise öldürmeye teşebbüs ettiğini itiraf eden ve iki yıldır klinikte tedavi gören Gayle’in burada süresiz olarak gözaltında tutulmasına karar verildi. Karar açıklandıktan sonra mahkeme salonunda kendisini izleyen annesine ve kız kardeşlerine dönen Gayle, şu korkutucu sözleri söyledi: “Seni seviyorum anne, yakında görüşürüz.”
Basın mensuplarına açıklama yapan Gayle’in kız kardeşleri ise özellikle son üç yıldır yaşadıklarını bir ‘korku filmi’ olarak tanımladı. Kız kardeşler şunları söyledi:
“Babamızı kaybetmek ve annemizin ruhsal ve fiziksel acılar çekmesi bizim için dayanılmazdı. Yaşadıklarımız korkutucu ve ürkütücü. Babamız eşi benzeri olmayan bir adamdı. Annemiz ise ruh eşini ve 34 yıllık en iyi arkadaşını kaybetti. Biz ise sadece babamızı değil aynı zamanda erkek kardeşimiz Garvey’i de kaybettik. Bu olay yetkililer tarafından bir şekilde önlenebilirdi ve önlenmeliydi. Asla bu hale gelmemeliydi. Kardeşimiz yıllar önce gerekli tedaviyi görseydi babamız ölmeyecekti. Başka hiçbir ailenin böylesine büyük bir trajedi yaşamaması için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu olaydan dersler çıkartılmalı. Artık bir şeylerin değişmesi gerekiyor.”