Teknokültür çağında “Teknolojiyi Anlamak”
Tirebolu İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünden Arş. Gör. Dr. Ali Karakaya’nın “Teknolojiyi Anlamak” isimli kitabı çıktı. Dorlion Yayınları tarafından yayınlanan kitap, İletisim kuramlarının oldukça önemli bir parçası olan Teknolojik Determinizmin kuramsal gelişimini , tarihsel dönüşümünü ve güncel anlamını konu ediniyor.
Karakaya, Doktora tez çalışmasının gözden geçirilmiş ve geliştirilmiş bir formatını içeren kitabında Teknokültür çağında olduğumuz belirten bu dönemde, teknoloji merkezli düşünümün hakimiyetinden ve teknoloji merkezli yaşayışın varlığından dolayı teknolojik Determinist kuramların teknoloji ve toplum ilişkisini anlamaya dair önemli argümanlarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden vurgu yapıyor .
Teknoloji ve kültürün bir arada olduğu bu çağda ikisinin arasındaki ilişkinin ne olduğuna dair kuramların önem taşıdığını düşünen Karakaya, bu konunun Türkçe iletişim literatüründe yetkin biçimde işlenmediğini ve iyi bilinmediğini savunarak, daha derinlikli ve verimli bir çalışma ortaya koyduğunu savunuyor.
Karakaya sözlerinin devamında “Teknolojik Determinizm, İletişim teknolojilerinin tüm toplumsal alanlara yayılması ile birlikte yeniden önem kazandırdı. O yüzden yeniden güncellenebileceğini düşündüğüm bir hat olduğu için, bilim ve teknoloji felsefesi ile ilişkili bir kurumsal hat olarak inşaa edip Teknolojik Determinizmi çalışmaya karar verdim. Dolayısıyla Teknolojik Determinizme köken oluşturmuş düşünceleri ve buna neden olan bilimsel teknolojik gelişmeleri iletişim teknolojileri, ile iletişim kuramları üzerinden tartışarak Teknolojik Determinist kuramların önemini göstermeye çalıştım” ifadelerini kullandı.
Kitabının her fikrin, her düşüncenin belli bir Epistemolojisi, yani belli bir bilgi felsefesi olduğu kabulunden temel aldığını söyleyen Karakaya “Hiç bir düşünce kendi başına sadece argümanlardan ibaret değildir. Bu argümanları mümkün kılan ve destekleyen bilgiye ve bilmeye dair belirli kabuller de işin içindedir. Bu nedenle her düşünce Epistemolojik ardalanı ile birlikte çalışılmalıdır” diyor.
Buradan hareketle Karakaya, okurlarına hangi düşünceyi, kuramı, çalışmaya yaklaşırlarsa yaklaşsınlar bu kuramın, konunun veya düşüncenin arkasında nasıl bir bilme biçimi var, nasıl bir Epistemolojik yapı ve bilgisel kabuller var bunlara bakmalarını öneriyor. “Bu eleştirel okuma biçimini kaybetmediğimiz sürece her kuramın, düşüncenin ve fikrin verimli şekilde yorumlanabilir ve yeniden işlevsel hale getirilebilir olduğunu savunarak, okuyucularımın da bunları görmelerini öneriyorum” Sözlerinin devamında “kitabı yayınlama amacım doktara tez çalışmamın biraz daha geliştirilmiş olarak daha fazla insana ve İletişim Akademilerinin geneline ulaşmasını istememdi” ifadesiyle konuşmasını sonlandırdı.
Haber: Kübra Şengül SÖZERİ